Prof. Dr. Suzan Tabur, obezite merkezinin üniversitede yaklaşık 2,5 yıl evvel kurulduğunu belirtti.
Tabur, harcanamayan gücün bedende yağ olarak depolandığını ve obeziteye sebep olduğunu ileterek dünya genelinde olduğu üzere Türkiye’de de obezitede önemli artış olduğunu söyledi. Tabur, “Merkezimiz açıldığı günden bu yana 8 bin civarı hasta tedavi oldu. Bunun yüzde 70’ini bayanlar oluşturuyor. Yalnızca yetişkin kümede değil, ergenlik diye bilinen adölesan periyotta de önemli bir artış var” tabirlerini kullandı.
Obezitenin kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, göğüs ve kolon üzere kanser tiplerinin ve kas-iskelet sorunları, uyku-apne sıkıntıları üzere çok önemli sıhhat sorunlarını de beraberinde getirebildiğini söyleyen Tabur, Obezitenin çevresel, genetik, hormonal ve metabolik üzere sebepleri olabileceğinin altını çizerek, şunları söyledi:
“OBEZİTE ORANLARIMIZ”
“Obezitenin temeline baktığımızda bir yeme bozukluğu olduğunu görürüz. Bizim yöremiz biliyorsunuz gastronomi kenti ve şu anda çok ön planda. Yemek kültürü çok güçlü olan bir kentiz. Bu yüzden obezite oranlarımız da biraz yüksek. Hastalarımız Gaziantep yüklü lakin etraf vilayetlerden de gelenler var. Bayan hasta profilinde doğum olayı, sosyo-kültürel nedenler de devreye giriyor. Bizim amacımız obezitenin sebeplerini tespit ederek, buna neden olan hastalıkları da tedavi etmek ve hastaları sağlıklı bir kiloya indirgemek ve bunu bir ömür şekli haline getirmek. Obezite, yalnızca beslenmeyle çözülmüyor, hareket ve idman de yapılması gerekiyor. Ruhsal dayanak de burada kıymetli oluyor.”
Prof. Dr. Suzan Tabur, obeziteden korunmanın kıymetine vurgu yaparak, toplumsal farkındalığın oluşturulması gerektiğini, gelecek nesillerin bu bahiste daha şuurlu hale getirilmesi için de okullarda çalışmalar yapılması gerektiğini aktardı.