Bölgeden gelen imaj ve bilgilere nazaran Ayn El-Arab merkezindeki eski ismiyle Kinim Oteli, artık ise öğrenci yurdu olarak bilinen bina ABD üssü olacak. Dün, Haseke’deki ABD üssünden hareket eden lojistik materyal, yakıt, briket odalar, iş makineleri ve hazır beton duvarlar taşıyan bir askeri konvoy, M-4 yolunda Halep’in doğu kırsalına hareket ederken görüntülenmişti.
TERÖR ÖRGÜTÜ YARDIM İSTEMİŞTİ
İsrail devlet televizyonu KAN’a konuşan ve ismi açıklanmayan PKK/YPG’li bir terörist, İsrail’in memleketler arası platformlarda örgüte siyasi dayanak sağlaması ile ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın ekibini Suriye’deki “uluslararası koalisyonu” desteklemeye devam etmeye ve “Türkiye’den gelen tehditleri” durdurmaya ikna etmesi halinde, bunun PKK/YPG ve İsrail alakaları için tarihi bir dönüm noktası olacağını söz etmişti. Ayrıyeten haberde, geçen haftalarda, İsrail ile PKK/YPG terör örgütü ortasında bir irtibat kanalı kurulduğu kaydedilmişti.
KONVOYA TERÖRİSTLER EŞLİK ETTİ
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) ABD’nin Suriye’nin kuzeydoğu bölgesine çimento blokları taşıdığını önü sürdü. SOHR tarafından imgesi de paylaşılan konvoyla ilgili savda şu ana kadar 50 kamyon görüldüğü belirtildi. SOHR aktivistleri, konvoyu Halep’in doğu kırsalında Haseke-Rakka otoyolundaki konvoyların Ayn el-Arab’a (Kobani) yanlışsız gittiğini belirtirken “Konvoya SDG (PKK/YPG) güçleri de eşlik ediyordu” notu düştü. SOHR kaynaklarına nazaran, bu atak “ABD güçlerinin bölgedeki artan güvenlik ve askeri gerginlik ışığında üslerini güçlendirme ve yeni bir askeri üs kurma eforlarının bir kesimi olarak yapılıyor” argümanında bulunuldu.
SOHR kaynakları dün de “DEAŞ’a Karşı Milletlerarası Koalisyon” güçlerinin evvelden hazırlanmış odalar, gözetleme kameraları, çimento blokları, yakıt tankları ve hafriyat makineleri içeren bir lojistik destek konvoyunun bölgeye gittiğini bildirmişti.
UZMANLARA NAZARAN BU ATAĞIN MANASI NE?
ABD’nin son atağını CNN Türk canlı yayınına başlanan uzmanlar kıymetlendirdi.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Fuat Tuncer:
ABD’nin Suriye’deki yeni gelişmelerde temel derdi orada bugüne kadar oluşturduğu SDG’nin (terör örgütü PKK/YPG) Suriye’nin geleceğinde yerinin ne olacağıydı. Bütün bu gelişmeler geçtiğimiz haftalarda Suriye’de Savunma Bakanlığı’nın kurulması, SDG’nin bu kümelerin içinde olmaması soru işaretleri doğurmuştu. ABD yeni sürece karşın kendi gerçekliğini inşa etmeye çalışıyor. Bütün bunların Türkiye’den bağımsız gerçekleştiğine inanmıyorum. Birkaç hafta evvel Blinken’in Türkiye’ye ziyareti tabi ki bu noktada dikkati çeken şey Trump, 20 Ocak’ta misyonu teslim alacak. ABD, Donald Trump’a yeni bir yol haritası hazırlamaya çalışıyor.
Saldırı fotoğrafıyla da Ayn El Arab’ın çok yakın bağlantısı var. New Orleans’taki akında bulunduğu söylenen lakin bize gösterilmeyen bir IŞİD bayrağı vardı. ABD’nin Suriye konusundaki temel tasası çölde saklanmış olan birkaç küçük DEAŞ’lı kümenin yine güç kazanabileceği, bunun için YPG/PKK’nın değerli bir partner olduğu vurgusu vardı.
Ben üssün kalıcı hale gelmeyeceğini düşünüyorum. Donald Trump’ın açıkladığı yol haritasında bu türlü bir öngörü yok. Külliyen Suriye’den çıkmak var. Türkiye’nin korkularını anlıyoruz iletisi var. Ben Türkiye’nin sabırla 20 Ocak’ı beklediğine inanıyorum.
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Hazar Vural Jane:
Terör örgütüne dayanak noktasında ABD’nin verdiği çok kıymetli somut takviye var. Her türlü ABD kongresi maddi yardımından tutun da teçhizata kadar var olan bir takviye. Ne kadar değişiklik olursa olsun Pentagon da Washington da telaffuzuna devam ediyor. Hem artıları hem eksileri bir ortada tahlil etmeye çalıştığımızda ABD, Suriye’ye uyguladığı yaptırımları şimdi kaldırmaya hazır olmadığını söyledi. DEAŞ varlığı sebebiyle çekinceleri olduğunu söyledi. Suriye’de kendi çıkarlarına nazaran bir güvenlik ortamının sağlanması, İsrail’in korunması üzere temel başlıkları sağlayabiliriz. Devam eden bir yaptırımlar konusu var.
ABD gerekli atakları yapıyor ve yapmaya devam ediyor. 18 günlük bir müddet var. Lakin genel olarak baktığımızda ABD, YPG dayanağından vazgeçmedi. Bir yandan da yeni idareyle görüşüyor, riskleri indirmek için atak yapıyor. Şu anda yaptığı somut değişiklikle üs kurması da halihazırda devam eden üsler kendi ve doğal olarak İsrail’in güvenliği için yaptığı atılımlar olarak okunabilir.