Havacılığın en gizemli olaylarında biri: “Pilot’s Glory” nedir, nasıl oluşur?

“Pilot’s Glory” terimi, bir uçağın, diğer bir uçaktaki kişilerce gölgesinin gökkuşağı renginde bir haleyle aydınlatılıyormuş gibi görünmesini sağlayan optik bir illüzyona verilen isim. Tam olarak Türkçe’ye çevrilmesi çok zor ama “Uçağı Saran Gökkuşağı” şeklinde tanımlanabilir. Bu olay doğaüstü bir müdahale gibi gözükebilir, ancak oluşmalarının bilimsel bir sebebi var.

Ticari bir uçaktaki bir yolcu tarafından çekilen ve Southwest Airlines tarafından geçtiğimiz ay paylaşılan görüntüye bakıldığında, uçağın altındaki bulutların üzerine düşen parlak dairesel bir gökkuşağı görünüyor. Gölge hareket ettikçe, hale de onunla birlikte hareket ediyormuş gibi görünüyor.

“Pilot’s Glory” neden oluşuyor?

Pilot Yayı olarak da bilinen bu hale, bir gökkuşağı ile benzer bir şekilde ortaya çıkar ancak ufak bir farkı vardır. Bu olayın aslında gölgeyle pek ilgisi yok. Gölge ile aynı yerde oluşmasının sebebi, o noktanın antisolar nokta, yani bir gözlemcinin bakış açısından Güneş’in tam karşısındaki nokta olmasıdır. Başka bir deyişle, izleyici tarafından bakıldığında Güneş doğrudan gölgenin ve halenin arkasındadır.

Gökkuşağı rengi, güneş ışığını bir ışık kaynağına doğru dağıtan bulutun üzerindeki su damlacıkları tarafından üretilir. Ancak bilim insanları hala bu halenin nasıl oluştuğuna tam olarak karar vermiş değiller ve teoriler oldukça karmaşık olabiliyor.

Sadece havacılıkla sınırlı değil

Yine de, diğer bazı koşullarda da ortaya çıkabildiklerini biliyoruz. Havacılıktan önce de, dağcılar bazen güneş tam arkalarındayken bir dağdan aşağı kendi gölgelerine baktıklarında haleler görebiliyorlardı.

Bu olayın tanımlandığı en eski anlatılardan biri, Peru And Dağları’na tırmanan bir grup Fransız kaşif tarafından 1735’ten geliyor:Dünya kadar eski olması gereken, ancak şimdiye kadar kimsenin gözlemlemediği bir olay… Bize en dikkat çekici görünen şey, her biri birincil gökkuşağı ile aynı renklere sahip, en dışta kırmızı olan, çok parlak renkli üç veya dört küçük eş merkezli daireden oluşan başın etrafında bir hale görünümüydü.

İlginç bir şekilde, halelerin başka bir tuhaf özelliğine de dikkat çekiyorlardı: “En şaşırtıcı şey, orada bulunan altı ya da yedi kişiden her birinin olayı yalnızca kendi kafasının gölgesi etrafında görmesi ve diğer insanların kafalarının etrafında hiçbir şey görmemesiydi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir