Türkiye Büyük Millet Meclisi, İsrail tehdidi gündemiyle toplandı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu, DEM Parti Eş Genel Liderleri Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ın katıldığı oturum nedeniyle Genel Heyet Salonu’na dinleyici ve gazeteci alınmadı. Genel Şura Salonu’nun bitişiğindeki basın ofisleri ve çay ocakları büsbütün boşaltıldı ve kapılar kilitlendi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kapalı oturuma yönelik değerlendirmelerde bulundu.“Akşam haber kanallarında, dış siyaset konuşanların, askeri strateji konuşanların verdiği bilgilerden bir fazlası söylenmedi. Bilmediğimiz hiçbir şeyi söylemediler” diyen CHP lideri “Erdoğan’ın endişesinin altını dolduracak bir söz yoktu. Türkiye tasa etmesin. Türkiye yoksulluğu konuşmasın diye ortaya “İsrail, Türkiye’ye saldıracak” lafını attı Türkiye’ye bunu konuşturuyor. Cumhurbaşkanı eliyle yapılan manipülasyonu milletimize şikayet ediyorum” tabirlerinde bulundu.
Özel, şöyle konuştu:
“1 Ekim’de Meclis yasama yılına başlarken Sayın Cumhurbaşkanı geldi bir konuşma yaptı. Konuşmasının bir cümlesi çok kritikti. Bir sonraki gaye Türkiye’dir, İsrail’in gayesindeyiz dedi. O gün çabucak çıkışta zati birinci olarak bunu söylemiştim; Meclis’in kürsüsü rastgele bir kürsü değildir. Bu kelamı söyleyen de rastgele biri değildir. Yürütmenin başındaki kişi, bütün bakanlıkların bağlı olduğu kişi, dış politikayı, istihbaratı, Ulusal Savunma Bakanı’nı atayan kişi, Türkiye’ye İsrail saldıracak deyip dönüp gidemez. Bunun için de derhal Meclis’in bilgilendirilmesini aslında şahsen kendisi tarafından bilgilendirilmesini talep ettik. Bugün kendisi gelmedi, Sayın Dışişleri Bakanı’nı ve Ulusal Savunma Bakanı’nı yolladı. Biz doğal oturumu, bütün önderler takip ettik. Bu oturumdan evvel de biz kendi değerlendirmelerimizi yaptığımızda İsrail’in Türkiye’ye saldırmasının akılla, mantıkla, gücüyle, Türkiye’nin gücüyle, milletlerarası kuruluşların vazifeleriyle, NATO’nun misyonlarıyla bağdaşmayan, olamayacak bir iş olduğunu biliyorduk. Lakin dedik ki; Cumhurbaşkanı biliyorsa gelsin, anlatsın. Geçmişte bu türlü davetler ya geri çevrilirdi ya da açık oturumda geldiklerinde hiçbir şey demeden masraflardı. Sonra biz itiraz ederdik, tekraren bu Meclis kayıtlarında var. Onlar da kaygısı ki; ne yapalım, canlı yayında devlet sırrı mı verelim? kaygısı. Bu kaçacak kapıyı bırakmamak ismine dedik ki; ‘Gelin bu üçüncü dünya savaşıyla ilgili de bir şeyleri birkaç aydır döndürüyorlar. Türkiye’ye İsrail saldıracak kelamı neyse, kapalı oturumda gelin ve anlatın’ dedik. Orada da şunu söyledim; biz CHP olarak İç Tüzüğe bağlıyız, Anayasaya bağlıyız. Kapalı oturumda söylenecek kelamlar 10 yıl boyunca bâtın tutanakta kalır. Biz söylenen sözleri anlatmayız. Ancak söylenmeyen kelamlar olursa ifşa ederiz.’ Artık buradan açıkça söylüyorum; bütün Küme pür dikkat, bütün Meclis pür dikkat dinledik. Ne söylendi ne söylenmedi. Akşam haber kanallarında, dış siyaset konuşanların, askeri strateji konuşanların verdiği bilgilerden bir fazlası söylenmedi.
“10 YIL BİLİNMEYEN KALACAK TUTANAK”
Yani bugüne kadar daima gelip de bilgilendirme yaparken söylemeyip, ‘Efendim oturum açık, bâtın bilgiyi nasıl verelim? Bu hususlar açık açık konuşulamaz’ dediler. ’10 yıl zımnî kalacak, tutanak altında konuşun’ dedik. Bilmediğimiz hiçbir şeyi söylemediler. Sorun tam olarak buradadır ve şu anda milletimiz emin olsun ki, Türkiye’nin yani aslında açık açık da söylediler bunları, yani ne anlattıklarını söylemeyim lakin anlattıklarının bütünü şu, ‘Türkiye Erdoğan’ın söylediği kelamdan telaş etmesin. Altını dolduracak bir söz yok. Bilmediğiniz bir şey yok. Bugünden yarına Türkiye’ye saldıracaklarına dair hiçbir şey yok.’ Söylenmeyeni söylüyorum, söylenenleri aslında bilmediğimiz bir şey de söylemediler.
“TÜRKİYE GERÇEK GÜNDEMİNE DÖNMELİDİR”
Ve buradan milletimize söz etmek isterim ki; ben bugün emin oldum. Kuşkumuz vardı, derin kuşkularımız vardı. Erdoğan o kelamı Türkiye’nin en çok konuşulan konusu yoksulluk olduğu için, işsizlik olduğu için, insanların geçim külfeti olduğu için, 31 Mart’ta milletin sesini duymadan, emekliyi duymadan, işçiyi duymadan, çiftçiyi duymadan yaptığı siyasetler hem sandıkta cezalandırıldığı için CHP 47 yıl sonra birinci parti olduğu için, bunu hazmedemediği için ve CHP o günden bugüne gücünü koruduğu, Erdoğan’ın da bir türlü partisini toparlayamadığı için Türkiye yoksulluğu, işsizliği, enflasyonu, hayat pahalılığını konuşmasın diye ortaya ‘İsrail Türkiye’ye saldıracak’ lafını attı. Ve televizyonlara bunu konuşturuyor, gazetelere bunu konuşturuyor. Türkiye’de gündem değiştiriyor lakin bunu ulusal güvenliği ve hepimizin yüreğinin birlikte attığı bahisleri istismar ederek yapıyor. Milletimize şikayet ediyorum, net olarak, aksini düşünen varsa çıksın, anlatsın. Çıksın desin ki; AKP’nin Grup başkanvekilleri, Grup Başkanı, ‘Biz bakanlarımızı dinledik ve Erdoğan’ın söylediği yakın tehdide ikna olduk’ desinler. Yok o denli bir şey. Türkiye gerçek gündemine dönmelidir. Türkiye’deki bütün gerçek gazetecileri, televizyoncuları Cumhurbaşkanın yaptığı gündem manipülasyonundan arınmaya, yoksulluğu, işsizliği, güvencesizliği, hayat pahalılığını, çiftçinin, emekçinin, emeklinin, memurun çektiği ezaları konuşmaya, gençlerin ümitsizliğini konuşmaya davet ediyorum.
İYİ PARTİ ÖNDERİNDEN CHP’YE ELEŞTİRİ
İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu, TBMM oturumunun saklı yapılmasının asıl maksadının muhalefetin tenkitlerini sansürlemek olduğuna değindi. Dervişoğlu, ambargoyu reddettiklerini söylerken “TBMM kürsüsünden tabir edilen ‘İsrail Tehdidi’ni’, ulusal geleceğimiz açısından ve ulusal amaçlarımıza uygun olarak tüm çıplaklığı ile Türk Milletinin dikkatine sunmaya devam edeceğiz” halinde konuştu.
Dervişoğlu, paylaşımında şu sözlere yer verdi:
“İktidarın, İsrail konusunun da ele alınacağı TBMM oturumunun bâtın yapılmasıyla güttüğü ana maksat, muhalefetin tenkitlerini sansürlemektir.
İşin üzücü ve düşündürücü yanı Kapalı Oturum teklifinin ana muhalefet partisi CHP’den gelmesidir. Oturumda kelam alacağı duyurulan iki Bakanın, toplantının zımnî yapılmasını gerektirecek hiçbir şeyi söylemeyeceklerinden de eminiz.
Bu anlayışla; İYİ Parti ismine toplantıda yapılacak konuşmayı şimdiden kamuoyuyla paylaşıyoruz. İktidarın, gerçeklerin ve doğruların milletimizce bilinmesine mani olmak üzere sözlerimize koymaya çalıştığı ambargoyu böylece reddediyoruz.
Piyasaları hareketlendiren ve iç siyasette kullanıma sunulacağı şimdiden muhakkak olan ve şahsen Cumhurbaşkanı tarafından TBMM kürsüsünden tabir edilen “İsrail Tehdidi’ni”, ulusal geleceğimiz açısından ve ulusal amaçlarımıza uygun olarak tüm çıplaklığı ile Türk Milletinin dikkatine sunmaya devam edeceğiz. Hürmetlerimle.”
ÖZEL’DEN YANIT
Bir gazetecinin İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu’nun CHP’nin kapalı oturum talebine yönelik tenkidinin sorulması üzerine Özel şu cevabı verdi:
“Aslında biraz evvelki açıklamamın içinde vardı. Müsavat Bey’le birlikte küme başkanvekilliği yaptık, birbirimizle tecrübelerimizi paylaştık. Bu geçmiş periyotta olsaydı ve bana deseydi ki ‘Başkan niçin? Burada muradınız nedir?’ Meclis deneyimimle kendisine yapacağım katkı şu olurdu. Sayın Başkanım oturumu açık yaparsan bir şey demeden gidiyorlar, sonra da diyorlar ki; ‘Gizli bilgiyi nasıl söyleyelim canlı yayında? O yüzden varsa bir bildikleri söylesinler diye kapalı yaptık. Gör bak, hiçbir şey söylemeyecekler, söylerlerse de öğrenmiş oluruz, katkı veririz. Müsavat Bey’in değerlendirmesi olağan tenkit olabilir, haklı lakin herhalde artık bir özeleştiri yapar.”