Mersin’in Mezitli ilçesinde yer alan özel bir hastanede, 5 Haziran 2024’te meydana gelen olayda fazla kilolarından şikayetçi olan Girne Üniversitesi Yazılım Mühendisliği 3’üncü sınıf öğrencisi, futbolcu 22 yaşındaki Ali Can Gül, mide balonu taktırma süreci sırasında ömrünü yitirdi.
Mide balonu taktırmak isterken oğlunun vahim bir ihmal sonucu öldüğünü tez eden baba Hasan Gül’ün şikâyeti üzerine savcılık tarafından soruşturma açıldı.
İKİ RAPOR İKİ GÖRÜŞ
Aylardır süren soruşturma ile ilgili Ali Can Gül’ün mevt nedeninin belirlenmesine yönelik yürütülen çalışmada kıymetli bir gelişme yaşandı.
Savcılığın talebi üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu 1’inci Adli Tıp Kurulu ile babanın talebi üzerine de 9 Eylül Üniversitesi olmak üzere iki farklı rapor alındı.
“SOLUNUM VE DEVERAN DURMASI SONUCU ÖLDÜ”
Konusunda uzman altı bireyden oluşan 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu, olayı derinlemesine inceleyerek 8 sayfadan oluşan bir rapor hazırladı. Raporun sonuç kısmında hastaneye yatırılan genç ile ilgili şu görüşlere yer verildi:
– Olağan endoskopi ile mideye balon şişirilmeye başlandığı kalp atımının yavaşladığı, teneffüsün durduğu, endoskopiye son verilerek balonun çıkartıldığı, yine canlandırma süreci uygulandığı, kardiyoloji uzmanı tarafından kalp pili takıldığı, klinik durumunda düzgünleşme olmadığı, tekrar teneffüs ve dolanım durduğu, yapılan müdahalelere karşılık alınamadığının kayıtlı olduğu, otopside vefatına neden olabilecek travmatik değişim ve toksit unsur bulunmadığı, iç organlarında tespit edilen makroskobik bulgular, iç organların histopatolojik tetkiklerinden elde edilmen bulgular ve mevtin meydana geliş formu dikkate alındığında; kişinin vefatının mideye balon takılması sırasında gelişen, nedeni tespit edilemeyen ani teneffüs ve sirkülasyon durması sonucu meydana gelmiş olduğu, oy birliğiyle mütalaa olunur.
Ali Can Gül ve babası Hasan Gül
“YEMEK BORUSUNDA ŞİŞİRİLMİŞ OLMA İHTİMALİ YÜKSEK”
Savcılığın soruşturma evrakına giren 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nın 08.08.2024 tarihli 16 sayfalık raporunun sonuç kısmında ise Ali Can Gül’ün vefat nedenini aydınlatan bilimsel görüş verildi.
Yapılan otopside özefagusun (yemek borusu) mide girişinin 5 santimetre üstünden itibaren ağza kadar kanamalı olduğu, endoskopi aygıtının bozuk olduğu ve olaydan bir hafta sonra arıza bildirimi yapıldığı vurgulanan raporda vefat nedeni ile ilgili tıbbi görüş şöyle özetlendi:
– Aygıtın bozuk olduğu göz önüne alındığında, balonun yeri tam olarak teyit edilemeden mide yerine özefagusun (yemek borusu) içinde şişirilmiş olma ihtimalinin yüksek olduğu, bu durumun mevcut klinik tabloya (derin bradikardi, teneffüs arresti) ve sonrasında vefata yol açmış olabileceği, sonrasında ise şişirilmiş vaziyette çıkarılmaya çalışılan malzemenin yemek borusunda hasara yol açtı. Tam olarak çıkarılamayan balonun hava yollarını kapatması nedeniyle hastanın acil müdahalesinin geciktiği, Dr. Doğan Erkal’ın yaptığı endoskopik balon dilatasyonu sürecinin tıbbi standartlara uygun olarak yapılmadığı üzere ortaya çıkan komplikasyon da uygun halde yönetilmedi.
“ENDOSKOPİ AYGITI 20-30 SANİYE SONRA BOZULMUŞ”
Aynı raporda İl Sağlık Müdürlüğü tarafından olaydan 23 gün sonra gerçekleştirilen kontrolde, kelam konusu endoskopi aygıtının aldığı imajın 20-30 saniye sonrasında bozulmuş olduğunun açıkça tespit edildiği vurgulandı. Olaydan bir hafta sonra hastane tarafından arıza bildirimi yapıldığı vurgulanan raporda daha sonra şu görüşlere yer verildi:
– Bu süreci gerçekleştirebilmek için balon midede iken endoskopik manzara ile balonun alt özofagus kavitesinin altında olduğundan emin olunması gerektiği, kamerası bir müddet sonra çalışmayan endoskopi aygıtının bu süreç için gereken standartlarda olmadığı, bu arızanın balonun yanlış yerde şişirilmesine neden olarak istenmeyen sonuca yol açmış olabileceği…
“DOKTOR MORGA GİRDİ”
Söz konusu raporda Dr. Doğan Erkal’ın Ali Can Gül’ün cesedini incelemek üzere endoskopi aletlerini alarak morga gittiği belirtilerek, bu bahiste şu tabirlere yer verildi:
– Hekimin adeta bir posmortem (otopsi) inceleme yaptığı, yapılan süreç hukuken uygun olmadığı üzere bu davranış halinin tıp etiğiyle bağdaşmadığı, kullanılan aletler içerisinde aspiratörün de olduğu göz önüne alındığında, ortaya çıkmış olabilecek kanama vb bulguların otopside saptanmasının önüne geçilmiş olabileceği, isimli bir olguda sergilenen bu davranışın yanılgının üzerinin örtülmeye çalışıldığı izlenimi verdiği tıbbi görüşüne varılmıştır.”
GÖZLER TABİPLER ODASINDA
Bu ortada olaya ait alınan iki rapor baba Hasan Gül tarafından Mersin Tabip Odası’na verildi. Verilen her iki rapor da üniversite öğrencisi Ali Can Gül’ün vefatından sorumlu tuttuğu Dr. Doğan Erkal ile ilgili şikayet belgesine girdi.
Mersin Tabip Odası Disiplin Kurulu’nun kelam konusu şikayetle ilgili son olarak alınan iki raporun da yer aldığı belgeyi inceleyerek kısa müddette karar vermesi bekleniyor. Mersin Tabip Odası’nın belge üzerindeki kararını Türkiye Tabipler Odası’na göndererek, görüş alacağı bu sürecin tamamlanmasından sonra da savcılığın olay hakkında dava açıp açmayacağına karar vereceği öğrenildi.
“ADALET YERİNİ BULSUN”
Olayın yaşandığı haziran ayından itibaren Mersin’i mesken tutan acılı baba Hasan Gül, oğlunun fotoğrafını bastırdığı tişört ile daima Mersin Adliyesi’nde gelişmeleri an be an takip ediyor.
Yaşanan gelişmeyi kıymetlendiren baba Hasan Gül “Dosyada tüm kanıtlar toplandı, Tabip Odası’nın olay hakkında vereceği rapordan sonra savcılığın davayı açmasını bekliyoruz” dedi.
Olay hakkında son alınan raporların şikayet belgesinde ki tezlerin tamamını doğrulayacak nitelikte olduğunu belirten acılı baba “Başkan itibaren mide balonunun nefes borusuna takıldığı için teneffüs yetmezliğinden oğlumun öldüğünü söylemiştik. Bu iki rapor da bizi doğruladı. Adalete itimadımız tamdır. Oğlumun vefatına neden olan Dr. Doğan Erkal’ın adalet önünde hesap vermesinin vakti artık geldi” diye konuştu.