İnan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 4-5 Eylül’de, Ticaret Bakanlığı himayesinde, Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) tarafından organize edilen ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) işbirliğiyle desteklenen İstanbul Global E-İhracat Tepesi’nin (IGEXX) kesim için çok değerli olduğunu söyledi.
Zirve kapsamında, dünyanın dört bir yanından, bulundukları bölgelerin en ünlü pazar yerlerinin ve satıcılarının Türkiye’ye geldiğini anımsatan İnan, bunun bölüm ismine büyük bir adım olduğunu anlattı.
İnan, bu üzere aktifliklerin dalın gelişimine de büyük katkı sağladığının altını çizerek, vakit içinde kapsamının genişletilerek devam etmesi gerektiğini lisana getirdi.
Son vakitlerde daha fazla konuşulmaya başlanan e-ihracatın hem dünya hem de Türkiye’deki gelişimine değinen İnan, şunları kaydetti:
“Son 2 yılda e-ihracat bütün dünyada artarak konuşulmaya başladı. Bu 2 yıl içerisinde dünyanın bütün lojistik altyapısı çok önemli halde verimli hale geldi. Eseri artık hem daha ucuza hem daha süratli formda bir yerden bir yere taşıyabiliyoruz. Münasebetiyle bunun olduğu bir dünyada artık üretim merkezlerinin, düzgün üretim yapan, ucuza üretim yapan satıcıların, üreticilerin, dünyanın her yerindeki müşterilere ulaşma fırsatı arttı. 2-3 sene öncesine nazaran en büyük değişiklik bu. Bu durum, dünyada birçok e-ticaret platformunun tahminen de kendisiyle alakası olmayan pazarlara çok süratli ve kuvvetli bir formda girebilmesini sağladı.
e-ihracatı bu kadar tanınan yapan temel husus aslında bu. e-ihracat Türkiye için de çok büyük bir fırsat zira biz güzel üretici bir ülkeyiz. e-ticaret açısından çok kıymetli olan, karlılığı düzgün, müşterinin çokça satın alma yaptığı moda, mesken dokuması, mesken eserleri, mobilya üzere ana kategorilerde Türkiye düzgün bir üretici. Fiyat-kalite olarak bakıldığında düzgün bir pozisyonumuz var.”
“90 BİN SATICIYA YURT DIŞINA ESER SATTIRABİLDİK”
Türkiye ismine birtakım pazarlarda kıymetli fırsatların bulunduğunu lisana getiren İnan, Trendyol olarak kendilerinin de avantajlı buldukları pazarları seçtiklerini ve birçok kritere nazaran araştırdıkları pazarlara yöneldiklerini anlattı.
İnan, “Son 1,5 yılda bunu yaptık. Satıcılarımıza, mikro ihracat modeliyle son kullanıcıya satış yapabilecekleri bir platform sunduk. Satıcılarımızın Ankara’ya, Van’a, İstanbul’a, Diyarbakır’a satar üzere, Bükreş’e, Bakü’ye, Riyad’a, Dubai’ye ve dünyanın tahminen öbür rastgele bir kentine birebir çarçabuk birebir kolaylıkta ve yalnızca Türkçeyi kullanarak satış yapabilmelerini istedik ve bunu isteyerek yola çıktık. Bugün prestijiyle 90 bin satıcıya yurt dışına eser sattırabildik. Bunların içinde 70 bin tanesi hayatında birinci kere Türkiye dışında bir yere eser sattı.” değerlendirmesini yaptı.
“TÜRKİYE’NİN YURT DIŞI PAZARLARDA EN FAZLA ÖNE ÇIKTIĞI KATEGORİ, MODA-TEKSTİL ÜRÜNLERİ”
Türk eserlerinin yurt dışı pazarlardaki algısı hakkında bilgi veren İnan, “Girdiğimiz pazarlarda, bilhassa Balkanlar, Körfez ve Azerbaycan pazarında gördüğümüz kadarıyla eserlerimi beğeniyorlar, fiyat olarak rekabetçi buluyorlar, alternatiflere nazaran de fiyat-kalite olarak âlâ bulunuyoruz. Türkiye’nin yurt dışı pazarlarda en fazla öne çıktığı kategori, moda-tekstil eserleri.” sözlerini kullandı.
İnan, bundan sonraki süreçte de yeni pazar arayışlarının ve yatırımlarının devam edeceğini vurgulayarak, “Önümüzdeki 3 sene içinde, Türkiye’deki Trendyol kadar bir hacmi, yurt dışında da yaratmayı hedefliyoruz.” dedi.
“TÜRKİYE E-TİCARET PAZARI, ERKEN DEVİRDE OLAN BİR PAZAR DEĞİL ARTIK”
İnan, Türkiye’deki e-ticaret pazarının gelişimi hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye pazarının artık erken devirde olan bir pazar olmadığının altını çizen İnan, şu bilgileri verdi:
“Olgunluk periyodunda olan bir pazar da değil, hala büyüme potansiyeli olan ve Avrupa’yla, Asya’yla karşılaştırıldığında daha büyüme hacmi önümüzdeki devirde 2,5 katına çıkabilecek bir pazar. Hasebiyle ‘Türkiye pazarı tamamlandı, artık burada fırsat yok.’ üzere bir noktada değiliz, hatta rekabetin önümüzdeki devirde hem müşteri beklentileri hem satıcı beklentileri açısından artacağını iddia ediyoruz. Türkiye bizim konutumuz, yatırım yapmaya devam ediyoruz. Süren yatırımlarımızın yanı sıra önümüzdeki periyotta Ankara’da data merkezi yatırımı yapacağız, yakın vakitte bununla ilgili ilerleme kaydedeceğiz. Türkiye’de e-ticaretin gideceği çok yol var.”
“ŞU AN YOĞUNLUKLA ÇALIŞTIĞIMIZ TEKNOLOJİLER, ÇOĞUNLUKLA YURT DIŞI AÇILIMINI DA DESTEKLEYECEK TEKNOLOJİLER”
Kesim için teknolojinin ehemmiyetine dikkati çeken İnan, 2 bin 500 kişilik teknoloji grubuna sahip olduklarını lisana getirdi. İnan, “Şu an yoğunlukla çalıştığımız teknolojiler, çoğunlukla yurt dışı açılımını da destekleyecek üniteler. Lisan üzerine çok ağır çalışmalarımız var. Örneğin, milletlerarası açılım için satıcılarımızın yalnızca Türkçe konuşarak yurt dışındaki müşterilerin de kendi lisanlarını kullanarak irtibat kurabilecekleri bir altyapı geliştirdik.” diye konuştu.
İnan, bunun yanı sıra kendi kendine çalışabilen algoritmalar başta olmak üzere satıcılara geri bildirim sağlamak ismine teknoloji alanında değerli çalışmalara imza attıklarını ve atmaya devam edeceklerini anlattı.
“E-İHRACATIN TEMELDE TÜRK SATICILAR İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR DEĞİŞKEN OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ”
İnan, e-ticaret kesiminde gelecek devirde yaşanmasını bekledikleri kırılmalar hakkında da bilgi verdi.
e-ihracatın temelde Türk satıcılar için gelecek periyotta bölüm için çok büyük bir değişken olacağını belirten İnan, “Bu bizim rekabet kabiliyetimizi artıracak. Şayet Türk satıcıların yurt dışına sattığı eserleri bir kaç katına çıkarabilirsek, bu çok kıymetli bir hacim avantajı yaratacak. İkinci olarak ülke olarak lojistik altyapımızın bir adım daha ileri gitmesi gerek. Bunu hızlandırdıkça müşteriye daha süratli formda eseri götüreceğiz.” sözlerini kullandı.